Türkiye’de acil sağlık hizmetlerinin yanlış kullanımı, 112 çağrı merkezlerinde ciddi yoğunluklara ve kaynak israfına neden oluyor. Uzmanlar, gerçek acil vakalar dışında ambulans çağıranların hem hizmet kalitesini düşürdüğünü hem de hayat kurtaracak müdahalelerin gecikmesine yol açtığını vurguluyor.
Acil Sağlık Sistemi Gereksiz Yönlendirmelerle Zorlanıyor
Sağlık Bakanlığı verilerine göre, Türkiye’de 112 Acil Çağrı Hattı’na yapılan başvuruların büyük bir kısmı, aslında acil müdahale gerektirmeyen rahatsızlıklar nedeniyle yapılıyor. Diş ağrısı, hafif diz ağrısı, tansiyon kontrolü, boğaz yanması gibi ayaktan tedaviyle çözülebilecek basit şikâyetler için ambulans talep edilmesi, sistemi ciddi şekilde zorluyor.
Ambulans hekimi ve paramedik dernekleri, bu tür gereksiz çağrıların sadece insan kaynağını değil, araç ve ekipman kapasitesini de tükettiğine dikkat çekiyor.
Uzman Uyarısı: “Ambulans Hayat Kurtarır, Gereksiz Yönlendirme Can Alır”
Ambulans Hizmetleri Koordinasyon Merkezi yetkilileri, özellikle büyükşehirlerde günde binlerce çağrının değerlendirilmek zorunda kaldığını, ancak bu çağrıların yaklaşık %60’ının gerçek acil durum kapsamına girmediğini belirtiyor.
Sağlık sisteminde görev yapan bir uzman şu ifadeyi kullandı:
“112 acil hizmetleri; kalp krizi, trafik kazası, solunum yetmezliği, inme gibi vakalar içindir. Dişi ağrıyan ya da dizi sızlayan bir hastaya ambulans gitmesi, o sırada gerçek bir acil vakaya müdahale edilememesi anlamına gelebilir.”
Acil Durum Nedir, Ne Değildir? Vatandaş Ne Zaman Ambulans Çağırmalı?
Ambulans çağrılması gereken gerçek acil durumlar:
- Bilinç kaybı
- Solunum durması
- Kalp krizi şüphesi
- Trafik kazası ve ağır travmalar
- Ani felç gelişimi
- Zehirlenmeler
- Kanama durmayan yaralanmalar
- Doğum eylemi
Ambulans çağrılmaması gereken, ayaktan başvurulması önerilen durumlar:
- Diş ağrısı
- Kas ve eklem ağrıları
- Hafif baş ağrısı
- Rutin tansiyon ölçümü
- Mide yanması, hafif mide bulantısı
- Mevsimsel grip benzeri semptomlar
- Yara pansumanı ihtiyacı
Kaynak Kullanımı Etik Sınırlar İçinde Olmalı
Sağlık politikası uzmanlarına göre, kamuya açık hizmetlerin verimli ve adil kullanımı hem sağlık hakkı hem de etik sorumluluk açısından değerlendirilmeli. Her bireyin kendi sağlık bilincini geliştirmesi, sistemin sürdürülebilirliği açısından kritik önem taşıyor.
Ambulans filosunun, eğitilmiş personelin ve yoğun bakım destekli taşıma kapasitesinin asıl ihtiyacı olan vakalara yönlendirilmesi, toplumsal sağlığı doğrudan etkileyen bir mesele haline geldi.
Sağlık Bakanlığı’ndan Bilinçlendirme Kampanyası: “Acil Değilse Arama!”
Bu kapsamda Sağlık Bakanlığı, son yıllarda çeşitli kamu spotları ve eğitim programlarıyla halkı bilinçlendirmeye çalışıyor. “Gerçek Aciller İçin 112” temalı kampanyalarla vatandaşlara, ambulans sisteminin ne zaman ve nasıl kullanılacağı konusunda bilgiler aktarılıyor.
Ayrıca bazı bölgelerde pilot uygulamalarla birlikte, gereksiz çağrı yapan bireyler hakkında bilgilendirme ve uyarı mesajları gönderiliyor; tekrar eden vakalarda idari yaptırımlar da gündeme gelebiliyor.